Gebinsali

 Benim  3 günde bitirdiğim ama bir günde dahi bitebilecek kadar akıcı olan Sevdiğim Tüm Erkeklere kitabından bahsedeceğim. Lara Jean ,ablası Margot, kardeşi Kitty ve babasıyla beraber yaşıyor. Lara Jean'in annesinden kalan bir şapka kutusu var ve bu kutuya sadece kendisinin bildiği, sevdiği 5 erkek için yazdığı mektuplarını atıyor. Bir gün bu mektuplar bilinmeyen bir kişi tarafından sahiplerine ulaştırılıyor ve işler karışıyor.  Kitabın arka kapağını okuduğumda eğlenceli bir kitap olacağını tahmin etmiştim. Ama bu çoook eğlenceliydi. Bazı yerlerde gülme krizine girdim.😂 Aynı zamanda bir bölümde de neredeyse ağlayacaktım. Birkaç bölümde de karakterlere çok sinirlendim. Yani kitabı okurken birçok duygu yaşadım. Bunun için @jennyhan ı tebrik ediyorum ,bu zor işi başarmış.💞 Kitabı okurken hiç sıkılmadım çok akıcıydı. Song kızlarını ve yarı kore asıllı olmaları çok hoşuma gitti. Lara Jean'in yemek yaparken anlatması da karnımı acıktırmadı  değil.😋 Lara Jean...

O SİLAHI HEPİMİZ KULLANDIK. O SİLAHI HEPİMİZ ATEŞLEDİK. River Burnu'na avlanmaya giden beşinden Grant dönememişti. Oğlanlar silahı kimin ateşlediğini söylemiyordu ve kanıtlar dördünün de katil olabileceğini gösteriyordu.  Bölge başsavcısının yanında staj yapan Kate ,Grant için adaleti sağlamak istiyordu. Fakat olayı araştırırken hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrendi. 🔫Kitaba karşı bir beklentim vardı ama Birimiz Yalan Söylüyor'la benzediğini okuyunca beklentim düştü. Çünkü,aynı şeyleri okumayı kim ister ki? Hem bunun hem de konunun  ilerlemesinin etkisiyle kitaba ilk başladığımda fazlasıyla sıkıldım. İlk 70 sayfa da kitabı bıraktım. Bir ay sonra merakıma yenik düşüp kitabı tekrar okumaya başladım.Kitap başlarda durağan olmasına rağmen tempo sona yaklaştıkça arttı. Katilin kim olduğuyla ilgili binbir seneryo kurdum kafamda ve tuttu mu tabiki de hayır. Kitabın sonuna kadar katilden emin olamadım.Yazar çok zekice düşünmüş. Küçük önemsiz gibi gözüken şeyleri ...

 Ölüm Günün Kutlu Olsun gerilim ve korku filmi gibi gözüksede aslında komik bir film bile sayılabilir. Yani benim bunu izlememden anlayabilirsiniz. Çünkü ben korku ve gerilim filmlerinden sonra baya paranoyak oluyor, tek başıma hiçbir yere gidemiyorum.Onun için de korku filmleri izlemiyorum.😂👻 Bu film işleniş bakımından #yarınınsınırında ya çok benziyor. (Uyan, Günü Yaşa, Öldürülmeyi Bekle, Tekrar) Ama bu filmin bazı yerleri çok komik. Ve sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film. Tavsiyemdir.🙋  Konusu:Üniversite öğrencisi Tree Gelbman(Jessica Rothe), çok içtiği bir akşamın sabahında kendini tanımadığı bir başka öğrencinin odasında bulur. O gün,doğum günüdür ve akşam kendisi için verilecek partiye katılması gerekmektedir. Ancak parti esnasında yalnız olduğu bir anda maskeli birinin saldırısına uğrayarak öldürülür. Ama aslında ölmemiştir, aynı günün sabahına tekrar uyanır. Bundan sonraki her gece ,maskeli saldırganın değişik yer ve şekillerdeki cinayetler...

Mara Dyer hatırlamadığı bir kazada arkadaşlarını kaybeder. Ailesi ile oturdukları yerden taşınmak zorunda kalırlar. Mara Dyer yeni taşındıkları yerde gizemli Noah Shaw ile karşılaşır. Mara korkunç halüsinasyonlar görür ve etrafındakiler onun aklından şüphe etmeye başlar. Bu Eksik Parça'nın konusu. Akıl Çıkmazı'nın konusu yazmayacağım çünkü seriye hiç başalamayanlar için spoiler içerebilir.  Bıçak Sırtı ,aynı Eksik Parça gibi şoke edici bir sonla bitmişti.Ben de Bıçak Sırtı'nı okumak için sabırsızlanıyordum. Ve bugün okulda son 40 sayfayı okuyarak kitabı bitirdim. Kitap başlarda çok akıcıydı. Fakat sonraları 50 sayfa akıcı 50 sayfa sıkıcı olarak devam etti.😫 Yani bazı yerlerde beni çok bunalttı. Hatta kitabı neredeyse rafa kaldıracaktım.Konu çok uzatılmıştı. Kitabın daha kısa olmasını isterdim. Çok gereksiz yerler vardı. Ve bence kitap biraz zorlama olmuş. Son 200 sayfa çok saçmaydı. Abartmıyorum gerçekten çok saçmaydı. Mara Dyer serisinin son kitabı olması nede...

Kitabı okuyalı uzun zaman oldu ama yorumunun olmasını istedim. Kitap Mara Dyer'in arkadaşlarını bir kazada kaybetmesiyle başlıyor. Ama o ,kazaya dair hiçbir şey hatırlamıyor. Ardından oturdukları yerden başka bir yere taşınıyorlar ve orada sanki kendisini daha önceden de tanıyan Noah Shaw'la karşılaşıyor. Mara çok değişik halüsinasyonlar görüyor ve delirdiğini sanıyor. Kitap sanki Wattpad'de yazılmış gibiydi  yani Mara'nın okulda yaşadıkları, Noah çok klişeydi. Herhangi bir Wattpad kitabında da karşılaşabileceğiniz olaylardı. Aslında tamamen Wattpad kitabı da değildi paranormal olaylar da vardı , meraklandırıcı gizemli bölümleri vardı. Bir de  son bölümlerde kitap fantastik olmaya başladı.Bazı yerlerde  gereksiz bölümler çok fazlaydı. Mara da tam Wattpad kızıydı davranışları tepkileri vs. Yani Mara'yı sevmedim. Diğer karakterlerden de çok sevdiğim yok. Bu kadar kitabı kötüledim ama çok akıcıydı ve kitabın arka kapak yazısından dolayı çok meraklandırıcı. ...

Romantizme umutsuzca inanan Isla,lise birinci sınıftan beri kendini çizdiği karikatürler arasında kaybetmiş olan Josh'a aşıktı. Yaz tatili esnasında Manhattan'da yaşanan tesadüfi bir karşılaşma sonrasında Isla belki de aşkın o kadar da uzak olmadığını fark etmişti. Ancak yeni okul yılının başlamasıyla Isla ve Josh , her genç çiftin karşılaştığı güçlüklerle yüz yüze gelmek zorunda kalmışlardı:ailevi sorunlar,gelecek kaygısı ve birbirlerinden ayrılmak zorunda kalacakları gerçeği. Kitaplarla aramın çok iyi olması 5 sene önce başlamıştı. Birçok kitabı bilmeme rağmen bilmediğim de çok fazlaydı. Bunlardan biriside Isla ve Mutlu Son ,bir seri kitabı olduğunu ve hatta serinin son kitabı olduğunu bilmiyordum. Ama muhteşem cildi ,tasarımı  ve konusundan dolayı almıştım. Beklentim de konudan dolayı çok yüksekti. Serinin son kitabı olduğunu bilmediğimden hemen okumuştum. Fakat kitap beklentimi karşılamamıştı. Kitabın konusu ve karakterleri özellikle Josh gerçekten çok iyiydi an...